( (

Doğru Bir Tanıtımla Avantajlarımızı Fırsata Çevirebiliriz

Turizm (Özgür Aras) - Özgür Aras | 08.05.2020 - 23:15, Güncelleme: 21.03.2023 - 03:23
 

Doğru Bir Tanıtımla Avantajlarımızı Fırsata Çevirebiliriz

Deneyimli turizmci Ömür Kahraman, yazılarıyla turizmhaberleri.com Ailesinde. Şimdi krizi fırsata çevirme zamanı mesajı veren Kahraman,”Sağlık turizmi ve yaşlılara yönelik turizm ile Türk turizm sektörünün parlayacağını düşünüyorum“. dedi.
  Ne olacak bu turizmin hali.? Son zamanlarda en çok duyduğum soru bu. Hani bir zamanlar “Ne olacak bu Fenerbahçe'nin hali? '' Der gibi... Aslında hiçbirimiz bilmiyoruz; ne olacak turizm ya da turizmci. Zira hiç kimsenin bilmediği bir virüs, tedavisi henüz bilinemeyen bir pandemi ile karşı karşıya koca dünyamız. Her şey birbirine girdi. Kocaman birlikler sessiz ve çaresiz. İspanya ve İtalya'da Avrupa Birliği çaresiz kaldı. Zor günümüzde yanımızda olmayana ne gerek var demeye başladı halk. Rusya, Çin ve ülkemiz bu iki ülkeye Avrupa Birliği'nden önce yardım etti. Belki büyük umutlarla kurulan birlik salgından sonra çatırdayacak diyenler çoğunlukta. Oysa, AB seramik bir vazo değil ki düştü de kırıldı diyelim. Size bir sonraki yazımda bu konuyu da yazmak isterim. NATO da diğer çaresiz ve yardım edemeyen büyük birlik konumunda. “Süper güç“ diye ezber yaptığımız ABD'nin sağlık konusunda ne denli çaresiz olduğunu şaşkınlıkla izledik. Gelen haberlere göre vatandaşları silahlanıyor çünkü işsizliğin ardından yağmalar başlamış. Turizm, herkesin keyfi yerindeyken yapılacak en harika iş. Zaten amacı eğlenmek, rahatlamak için gezmek olanları yediren, konaklatan, taşıyan, bilgilendiren içinde 36 sektörü barındıran adeta bacasız bir fabrikadır, turizm. Gel gelelim ne zaman bir kriz olsa ilk etkilenen bir o kadarda naif bir sektördür. Kimler ekmek yemiyor ki turizmden? Havayolu çalışanları, taksici, ulaşım firmaları, rent-a car, acenta çalışanları, restoranlar, otel personeli, turist rehberleri, müze çalışanları, hastaneler, gıda, temizlik, inşaat sektörü, kitapçılar, halıcılar, kuyumcular, dericiler, hediyelik eşyacılar, kabzımallar, kasaplar, kuru temizlemeciler ve daha bir çok iş kolunu saymak mümkün. Biz ne krizler, darbeler, savaşlar, patlamalar, depremler atlattık. Turizm bu sene patlıyor dediğimiz her yıl turizm bize patladı. Olsun bu zor günlerde geçecek. Biz yeniden elele verip bu zor günleri de atlatacağız. Dünyanın güzellikleri yine bizleri bekliyor. Turizm Covid 19 ile evet sarsıldı ama, bitmez. Biz bu zor günleri de aşacağız, unutacağız, evrilip değişeceğiz ve yine turist olmaya, turist ağırlamaya devam edeceğiz. Bu şoku hep beraber atlatıp krizi fırsata çevirebiliriz. Şu anda Türkiye sağlık hizmeti ve kalitesinde, Avrupa'nın en iyi ülkesi konumunda olduğu aşikardır. ABD, İngiltere, İtalya ve İspanya gibi 57 ülkeye maske, ceset torbası vb. tıbbi malzemeler göndermek çok akıllıca ve takdire şayandır. Çünkü bu hamleyle, dünyanın Türkiye'ye bakışı ve imajı çok olumlu yönde değişti. Sağlık Bakanımız nezdinde tüm sağlık çalışanlarımıza teşekkür ederim. Onların özverili çalışmaları, Hükumetimizin dirayetli duruşu. Bilim Kurulumuzun yerinde kararları ve hastane kalitemiz kapasitemiz ile dünyada bu süreci en iyi yöneten ülkelerin başında geliyoruz. İşte şimdi bunu fırsata çevirme zamanı. Önümüzde bu iyi referansla sağlık turizmi ve yaşlılara yönelik gerek turizm gerek bakım ile sektörümüzün parlayacağını düşünüyorum. Almanya Seyahat Acenteleri Birliği Başkanı “Covid 19 sürecini en iyi yöneten Almanya ve Türkiye arasındaki turizmin bu yıl çok iyi olacağını öngördüklerini, zira, Almanların karantina sürecinde çok sıkıldıklarını, tatil için ilk tercihleri olan İtalya, İspanya ve Fransa'nın bu süreci iyi yönetemediğini Avrupa'da yaşayan 4 milyon Türkün bir şekilde Türkiye'ye gideceğini '' belirtmektedir. ABD'de, “insanlara el yıkamayı Türkler öğretti '' denilir hale geldi. Kısaca, dışarıdan bakıldığında Türkiye'nin sağlık hizmeti anlamındaki algısı çok iyi görünüyor. Türkiye'de bu yıl Ege ve Akdeniz bölgesi Antalya ve Muğla gibi illerde turizm daha önceki yılların tersine İstanbul'un önüne geçeceğini düşünüyorum. Türkiye, Akdeniz bölgesinde en yeni ve en geniş otellere sahip. İşte şimdi bunu avantaja çevirme zamanı. Akdeniz ülkelerindeki en yakın rakiplerimiz olan İtalya, İspanya ve Yunanistan gibi ülkelerde tesisler bizdeki kadar yeni ve geniş değil. Türkiye, her konuda rakibi olan bu turizm ülkelerinden çok daha iyi ve de etkili olduğunu iyi anlatmalıdır. İşte tam bu noktada pazarlamamızı iyi şekillendirmeliyiz. Aynı ürün ve hizmeti her ülkeye aynı tarzda satamayız. Her ülkenin kültürü, tatil anlayışı veya beklentisi birbirinden çok farklı. Bu farklılıkları göz önüne alarak çok iyi pazarlama kampanyaları yapılmalıdır. Hatırlarsınız geçmişte Mısır'da terör yüzünden turizm bitti artık dendiğinde Ramses kitap serisi ve Mumya filmlerinin içinde olduğu “bize güvenebilirsiniz '' sloganıyla yapılan pazarlama kampanyası sonrası Mısır turist sayısında rekor kırmıştı. O yıl tur operatörü olarak çalışan ben de devrin Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek'in eşi Suzan Mübarek tarafından Mısır'a en çok turist gönderen acente ödülünü almıştım. “Temizlik imandandır, '' felsefemizi algı yönetimi şeklinde çok iyi lanse etmeliyiz kanısındayım. Temizlik, hijyen ve sağlık hizmeti kapsamında işletme ve destinasyon güvenliğimizin çok iyi olduğunu her reklam mecrasında vurgulamalıyız. Artık sosyal medyanın gücü inanılmaz. İyi bir stratejiyle ve dijital pazarlamayı da öne çıkartarak dikkatli bir hamle yapmalıyız diye düşünüyorum. Algı yönetimi ülke açısından oldukça önemli. Böylece krizi fırsata çevirebiliriz. Havacılık sektörü en çok etkilenen sektör oldu. Dünyada bir çok havayolu ayakta kalmak için personel çıkarmaya başladı. Tüm uçaklar yerde duruyorken THY kargo ile bu süreçte krizi fırsata çevirmeyi başarmış ve dünyanın en iyi 5. Kargo şirketi olmuştur. Bu süreçten önce 6. Sıradaydık. Kanuni Sultan Süleyman'ın kendisine resmi ziyarette bulunan yabancı doktorları kabulünde söylediği özlü söz gibi “olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi '' ne olursa olsun sağlık çalışanlarımız maskelerini çıkarana kadar lütfen evde kalalım. Turizmde beklenen değişiklikler neler olacak: Önümüzdeki günlerde hiç şüphesiz en çok duyacağımız hijyen olacaktır. Daha az temas ile yeni bir düzen her alanda bizi bekliyor olacak. Sosyal mesafe ve maske kullanımı bir süre daha devam edecektir. ACENTELER: Incoming yapan acenteler için cadde üstü, camekanlı ofislerin çok elzem olmadığını deneyimledik. Kira, ulaşım, ikram giderlerinin maaliyeti düşürebileceğini, Online kanallara yönelenlerin daha iyi olacağını, Kitle turizmi yerine daha butik ve kişiye özel turların revaşta olacağı, Yurtdışından önce yurtiçi seyahatlerin artacağını, Kamp, karavan ve doğa turlarının artacağını, Dalış, kuş gözlemciliği gibi spesifik programların artacağını, Araçlı rehberliğin popüler hale geleceği, Otel ve restoran seçiminde hijyen kurallarının belirleyici olacağı, OTELLER: Oteller de anahtar yerine cep telefonlarına verilen kodu arayarak odaların kapısı açılacak, Otomatik kapı daha çok kullanılacak, Açık büfeler gerek herkesin kullandığı servis maşasını kullanmak istenmeyeceğimden ve gerekse açıkta yiyecek olup üzerine bir şey gelmesinden şüphe ve korku duymamamız için olmayacağını, Açık büfe yerine geceden belirlenen listeden seçeceklerimizle kişiye özel hazırlanan kahvaltılar olacağını, Restoranlarda alakart hizmet alacağımızı, Restoranlarda kalabalık masalar yerine daha küçük ve masalar arasında sosyal mesafe yine korunacağını, Servis görevlileri ve çalışanların maske ile birlikte eldiven kullanacağını, Tek kullanımlık servis takımları tercih edileceğini, Havuz ve plajlarda sezlonglar arasında da mesafesinin korunacağını veya şeffaf pilexi glass ile bölmeler yapılacağını, Restorana ve plaja rezervasyon ile gidileceğini, Misafir konaklamasından sonra oda dezenfekte edilerek 24 saat sonra başka bir misafire verileceğini, Misafir odadayken kendisi arzu etmezse oda temizliği olmayacağınıi Diskolar, spor ve spa masaj merkezlerinin bu yıl açılmayacağını, Kapalı alanlarda düğün, toplantı gibi organizasyonların olmayacağını, Havalandırma sistemlerinin daha sık kontrol edileceğini, Misafirin otele girişinde sağlık sertifikası isteneceğini ve ateş ölçümü yapılacağını, HAVAYOLLARI: Check in işleminin dijital ortamda yapılabileceği, Yolcu bilgilerinin (Apis) dijital olarak alınacağını, Yolcunun alanda temasını minimuma indirebilmek adına valizi evinden alınıp gittiği yerde de gideceği adrese teslim edilebileceğini, Uçak içinde dergi ve gazete servisinin olmayacağını, Uçak içinde kullanılan yastıklarda tıpkı battaniyeler gibi hijyenik poşetlerde verileceğini, Yemek servisi uzun uçuşlar dışında olmayacağını, Yemek servisi olduğunda da tek kullanımlık servisler kullanılacağını, Lounglarda ikram şekli değişerek ya pakette ya da üstü kapalı tek kullanımlık servisler, içecek ikramlarının olacağını, Oturma düzeninde ve havalandırma sistemlerinde değişiklik olabileceğini, Tuvaletlerde lavabo kullanırken eldiven zorunluluğu olacağını, Uçağa binmeden trafik polislerinin alkol ölçerleri gibi hızla sonuç alınabilecek bir test ve ateş ölçümü olabileceğini, Uçaktan inince sağlık beyan formu alınıp ateş ölçümü yapılacağını, El bagajına kısıtlama geleceğini, Havaalanında ve uçuşlarda maske ve sperlik kullanma zorunluluğu olacağını, Uçak her seferden önce dezenfekte edileceğini, Havaalanında check in kontuarları, satış ofisleri gibi birden fazla kişinin aynı işi yaptığı yerlerde plexi glass dan yapılan şeffaf bölmeler olabileceğini, Check in, boarding, uçağa biniş alanlarında sosyal mesafeye uyulacağınıi Körük olmayıp otobüsle yolcunun terminalle ulaşımının sağlandığı yerlerde otobüs kapasitesine sınırlama getirileceğini, Bilet fiyatlarının artabileceğini, Normalleşmenin 2023 başını bulabileceğini, OTOBÜSLER: Yan koltuğun boş bırakılacağını, Maske zorunluluğu olacağını, Yolculuk öncesi ateş ve test yapılabileceğini, Her sefer öncesi dezenfekte edilme zorunluluğu olacağını, Koltuk başlıkları kişiye özel tek kullanımlık olacağını, Araç içi tuvaletler hijyen koşulları sağlanamayacağı için kullanılmayacağını, RENT A CAR:(kiralık araç) En çok yıldızı parlayan işlerden olacağını, Kiralama öncesi bakım ve hijyen sertifikası kiralayana verilebileceğini, Kiralayanın ateşine bakılacağını, Kiralama sonrası araç anahtarı varsa özel bir sterilizasyon uygulanacağını, Koltuk başlıkları, direksiyon ve vites için kişiye özel tek kullanımlık kılıf olabileceğini, YAT: Büyük gemilerden ya da otellerden ziyade özel yatlar tercih edileceğini, Otel odalarındaki gibi hijyen kurallarının uygulanacağı, Kullanılan yemek ve servis takımlarının tek kullanımlık olacağını, Biz turizmciler ne krizler yaşadık son 30 yılı düşünecek olursak büyük bir deprem, terör örgütü liderinin yakalanması ile artan terör, ekonomik krizler, darbeler, kalkışma, Körfez krizi, Suriye savaşı, Rusya krizi, Arap baharı, siyasi ve ekonomik krizler hiç şüphesiz turizmimizi etkiledi. Sonuçta hepsi geçti ve sektör hep ayakta kaldı. Üstelik geçmişte yaşanan krizler sadece bizi ya da içinde bulunduğumuz coğrafyayı etkileyen krizlerdi. Bu krizden biz çok etkilenirken, rakiplerimiz güçlenerek bizimle rekabet etmesine rağmen kısa sürede kriz yönetimini iyi bildiğimizden toparlanmayı başarıyorduk. Her defasında bitti deniyor ama biz güçlenerek yeniden başlıyorduk. Oysa şimdi yaşanan dünya krizi. Dolayısıyla normalleşme başladığında toparlanma için dezavantajlı bir konumda olmayacağımızı düşünüyorum. Evet dünyamız zor bir süreçten geçiyor; biz avantajlarımız ve iyi bir pazarlama kampanyası ile bu krizi fırsata çevirebiliriz. Örgütsel davranış ve yönetim konusunda uzmanlaşmış bir İrlandalı yazar ve filozof olan Charles Hendy, “Geleceğe geçmişin devamı olarak bakamazsınız; çünkü, gelecek farklı olacak ve gelecekle başa çıkabilmek için, geçmişle başa çıkma yönteminizi unutmak zorundasınız '' diyerek aslında yaşadığımız sürece dair bize yol göstermektedir.  Ömür KAHRAMAN - İTALYA
Deneyimli turizmci Ömür Kahraman, yazılarıyla turizmhaberleri.com Ailesinde. Şimdi krizi fırsata çevirme zamanı mesajı veren Kahraman,”Sağlık turizmi ve yaşlılara yönelik turizm ile Türk turizm sektörünün parlayacağını düşünüyorum“. dedi.

 


Ne olacak bu turizmin hali.? Son zamanlarda en çok duyduğum soru bu. Hani bir zamanlar “Ne olacak bu Fenerbahçe'nin hali? '' Der gibi... Aslında hiçbirimiz bilmiyoruz; ne olacak turizm ya da turizmci. Zira hiç kimsenin bilmediği bir virüs, tedavisi henüz bilinemeyen bir pandemi ile karşı karşıya koca dünyamız.

Her şey birbirine girdi. Kocaman birlikler sessiz ve çaresiz. İspanya ve İtalya'da Avrupa Birliği çaresiz kaldı. Zor günümüzde yanımızda olmayana ne gerek var demeye başladı halk. Rusya, Çin ve ülkemiz bu iki ülkeye Avrupa Birliği'nden önce yardım etti. Belki büyük umutlarla kurulan birlik salgından sonra çatırdayacak diyenler çoğunlukta. Oysa, AB seramik bir vazo değil ki düştü de kırıldı diyelim. Size bir sonraki yazımda bu konuyu da yazmak isterim.

NATO da diğer çaresiz ve yardım edemeyen büyük birlik konumunda. “Süper güç“ diye ezber yaptığımız ABD'nin sağlık konusunda ne denli çaresiz olduğunu şaşkınlıkla izledik. Gelen haberlere göre vatandaşları silahlanıyor çünkü işsizliğin ardından yağmalar başlamış.

Turizm, herkesin keyfi yerindeyken yapılacak en harika iş. Zaten amacı eğlenmek, rahatlamak için gezmek olanları yediren, konaklatan, taşıyan, bilgilendiren içinde 36 sektörü barındıran adeta bacasız bir fabrikadır, turizm. Gel gelelim ne zaman bir kriz olsa ilk etkilenen bir o kadarda naif bir sektördür.

Kimler ekmek yemiyor ki turizmden? Havayolu çalışanları, taksici, ulaşım firmaları, rent-a car, acenta çalışanları, restoranlar, otel personeli, turist rehberleri, müze çalışanları, hastaneler, gıda, temizlik, inşaat sektörü, kitapçılar, halıcılar, kuyumcular, dericiler, hediyelik eşyacılar, kabzımallar, kasaplar, kuru temizlemeciler ve daha bir çok iş kolunu saymak mümkün.

Biz ne krizler, darbeler, savaşlar, patlamalar, depremler atlattık. Turizm bu sene patlıyor dediğimiz her yıl turizm bize patladı. Olsun bu zor günlerde geçecek. Biz yeniden elele verip bu zor günleri de atlatacağız.


Dünyanın güzellikleri yine bizleri bekliyor. Turizm Covid 19 ile evet sarsıldı ama, bitmez. Biz bu zor günleri de aşacağız, unutacağız, evrilip değişeceğiz ve yine turist olmaya, turist ağırlamaya devam edeceğiz. Bu şoku hep beraber atlatıp krizi fırsata çevirebiliriz.

Şu anda Türkiye sağlık hizmeti ve kalitesinde, Avrupa'nın en iyi ülkesi konumunda olduğu aşikardır. ABD, İngiltere, İtalya ve İspanya gibi 57 ülkeye maske, ceset torbası vb. tıbbi malzemeler göndermek çok akıllıca ve takdire şayandır. Çünkü bu hamleyle, dünyanın Türkiye'ye bakışı ve imajı çok olumlu yönde değişti.

Sağlık Bakanımız nezdinde tüm sağlık çalışanlarımıza teşekkür ederim. Onların özverili çalışmaları, Hükumetimizin dirayetli duruşu. Bilim Kurulumuzun yerinde kararları ve hastane kalitemiz kapasitemiz ile dünyada bu süreci en iyi yöneten ülkelerin başında geliyoruz. İşte şimdi bunu fırsata çevirme zamanı. Önümüzde bu iyi referansla sağlık turizmi ve yaşlılara yönelik gerek turizm gerek bakım ile sektörümüzün parlayacağını düşünüyorum.

Almanya Seyahat Acenteleri Birliği Başkanı “Covid 19 sürecini en iyi yöneten Almanya ve Türkiye arasındaki turizmin bu yıl çok iyi olacağını öngördüklerini, zira, Almanların karantina sürecinde çok sıkıldıklarını, tatil için ilk tercihleri olan İtalya, İspanya ve Fransa'nın bu süreci iyi yönetemediğini Avrupa'da yaşayan 4 milyon Türkün bir şekilde Türkiye'ye gideceğini '' belirtmektedir. ABD'de, “insanlara el yıkamayı Türkler öğretti '' denilir hale geldi.

Kısaca, dışarıdan bakıldığında Türkiye'nin sağlık hizmeti anlamındaki algısı çok iyi görünüyor.
Türkiye'de bu yıl Ege ve Akdeniz bölgesi Antalya ve Muğla gibi illerde turizm daha önceki yılların tersine İstanbul'un önüne geçeceğini düşünüyorum. Türkiye, Akdeniz bölgesinde en yeni ve en geniş otellere sahip. İşte şimdi bunu avantaja çevirme zamanı. Akdeniz ülkelerindeki en yakın rakiplerimiz olan İtalya, İspanya ve Yunanistan gibi ülkelerde tesisler bizdeki kadar yeni ve geniş değil. Türkiye, her konuda rakibi olan bu turizm ülkelerinden çok daha iyi ve de etkili olduğunu iyi anlatmalıdır.

İşte tam bu noktada pazarlamamızı iyi şekillendirmeliyiz. Aynı ürün ve hizmeti her ülkeye aynı tarzda satamayız. Her ülkenin kültürü, tatil anlayışı veya beklentisi birbirinden çok farklı. Bu farklılıkları göz önüne alarak çok iyi pazarlama kampanyaları yapılmalıdır. Hatırlarsınız geçmişte Mısır'da terör yüzünden turizm bitti artık dendiğinde Ramses kitap serisi ve Mumya filmlerinin içinde olduğu “bize güvenebilirsiniz '' sloganıyla yapılan pazarlama kampanyası sonrası Mısır turist sayısında rekor kırmıştı. O yıl tur operatörü olarak çalışan ben de devrin Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek'in eşi Suzan Mübarek tarafından Mısır'a en çok turist gönderen acente ödülünü almıştım.

“Temizlik imandandır, '' felsefemizi algı yönetimi şeklinde çok iyi lanse etmeliyiz kanısındayım. Temizlik, hijyen ve sağlık hizmeti kapsamında işletme ve destinasyon güvenliğimizin çok iyi olduğunu her reklam mecrasında vurgulamalıyız.

Artık sosyal medyanın gücü inanılmaz. İyi bir stratejiyle ve dijital pazarlamayı da öne çıkartarak dikkatli bir hamle yapmalıyız diye düşünüyorum. Algı yönetimi ülke açısından oldukça önemli. Böylece krizi fırsata çevirebiliriz.

Havacılık sektörü en çok etkilenen sektör oldu. Dünyada bir çok havayolu ayakta kalmak için personel çıkarmaya başladı. Tüm uçaklar yerde duruyorken THY kargo ile bu süreçte krizi fırsata çevirmeyi başarmış ve dünyanın en iyi 5. Kargo şirketi olmuştur. Bu süreçten önce 6. Sıradaydık.

Kanuni Sultan Süleyman'ın kendisine resmi ziyarette bulunan yabancı doktorları kabulünde söylediği özlü söz gibi “olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi '' ne olursa olsun sağlık çalışanlarımız maskelerini çıkarana kadar lütfen evde kalalım.

Turizmde beklenen değişiklikler neler olacak:
Önümüzdeki günlerde hiç şüphesiz en çok duyacağımız hijyen olacaktır. Daha az temas ile yeni bir düzen her alanda bizi bekliyor olacak. Sosyal mesafe ve maske kullanımı bir süre daha devam edecektir.

ACENTELER:
Incoming yapan acenteler için cadde üstü, camekanlı ofislerin çok elzem olmadığını deneyimledik. Kira, ulaşım, ikram giderlerinin maaliyeti düşürebileceğini,
Online kanallara yönelenlerin daha iyi olacağını,
Kitle turizmi yerine daha butik ve kişiye özel turların revaşta olacağı,
Yurtdışından önce yurtiçi seyahatlerin artacağını,
Kamp, karavan ve doğa turlarının artacağını,
Dalış, kuş gözlemciliği gibi spesifik programların artacağını,
Araçlı rehberliğin popüler hale geleceği,
Otel ve restoran seçiminde hijyen kurallarının belirleyici olacağı,

OTELLER:
Oteller de anahtar yerine cep telefonlarına verilen kodu arayarak odaların kapısı açılacak,
Otomatik kapı daha çok kullanılacak,
Açık büfeler gerek herkesin kullandığı servis maşasını kullanmak istenmeyeceğimden ve gerekse açıkta yiyecek olup üzerine bir şey gelmesinden şüphe ve korku duymamamız için olmayacağını,
Açık büfe yerine geceden belirlenen listeden seçeceklerimizle kişiye özel hazırlanan kahvaltılar olacağını,
Restoranlarda alakart hizmet alacağımızı,
Restoranlarda kalabalık masalar yerine daha küçük ve masalar arasında sosyal mesafe yine korunacağını,
Servis görevlileri ve çalışanların maske ile birlikte eldiven kullanacağını,
Tek kullanımlık servis takımları tercih edileceğini,
Havuz ve plajlarda sezlonglar arasında da mesafesinin korunacağını veya şeffaf pilexi glass ile bölmeler yapılacağını,
Restorana ve plaja rezervasyon ile gidileceğini,
Misafir konaklamasından sonra oda dezenfekte edilerek 24 saat sonra başka bir misafire verileceğini,
Misafir odadayken kendisi arzu etmezse oda temizliği olmayacağınıi
Diskolar, spor ve spa masaj merkezlerinin bu yıl açılmayacağını,
Kapalı alanlarda düğün, toplantı gibi organizasyonların olmayacağını,
Havalandırma sistemlerinin daha sık kontrol edileceğini,
Misafirin otele girişinde sağlık sertifikası isteneceğini ve ateş ölçümü yapılacağını,

HAVAYOLLARI:
Check in işleminin dijital ortamda yapılabileceği,
Yolcu bilgilerinin (Apis) dijital olarak alınacağını,
Yolcunun alanda temasını minimuma indirebilmek adına valizi evinden alınıp gittiği yerde de gideceği adrese teslim edilebileceğini,
Uçak içinde dergi ve gazete servisinin olmayacağını,
Uçak içinde kullanılan yastıklarda tıpkı battaniyeler gibi hijyenik poşetlerde verileceğini,
Yemek servisi uzun uçuşlar dışında olmayacağını,
Yemek servisi olduğunda da tek kullanımlık servisler kullanılacağını,
Lounglarda ikram şekli değişerek ya pakette ya da üstü kapalı tek kullanımlık servisler, içecek ikramlarının olacağını,
Oturma düzeninde ve havalandırma sistemlerinde değişiklik olabileceğini,
Tuvaletlerde lavabo kullanırken eldiven zorunluluğu olacağını,
Uçağa binmeden trafik polislerinin alkol ölçerleri gibi hızla sonuç alınabilecek bir test ve ateş ölçümü olabileceğini,
Uçaktan inince sağlık beyan formu alınıp ateş ölçümü yapılacağını,
El bagajına kısıtlama geleceğini,
Havaalanında ve uçuşlarda maske ve sperlik kullanma zorunluluğu olacağını,
Uçak her seferden önce dezenfekte edileceğini,
Havaalanında check in kontuarları, satış ofisleri gibi birden fazla kişinin aynı işi yaptığı yerlerde plexi glass dan yapılan şeffaf bölmeler olabileceğini,
Check in, boarding, uçağa biniş alanlarında sosyal mesafeye uyulacağınıi
Körük olmayıp otobüsle yolcunun terminalle ulaşımının sağlandığı yerlerde otobüs kapasitesine sınırlama getirileceğini,
Bilet fiyatlarının artabileceğini,
Normalleşmenin 2023 başını bulabileceğini,

OTOBÜSLER:
Yan koltuğun boş bırakılacağını,
Maske zorunluluğu olacağını,
Yolculuk öncesi ateş ve test yapılabileceğini,
Her sefer öncesi dezenfekte edilme zorunluluğu olacağını,
Koltuk başlıkları kişiye özel tek kullanımlık olacağını,
Araç içi tuvaletler hijyen koşulları sağlanamayacağı için kullanılmayacağını,

RENT A CAR:(kiralık araç)
En çok yıldızı parlayan işlerden olacağını,
Kiralama öncesi bakım ve hijyen sertifikası kiralayana verilebileceğini,
Kiralayanın ateşine bakılacağını,
Kiralama sonrası araç anahtarı varsa özel bir sterilizasyon uygulanacağını,
Koltuk başlıkları, direksiyon ve vites için kişiye özel tek kullanımlık kılıf olabileceğini,

YAT:
Büyük gemilerden ya da otellerden ziyade özel yatlar tercih edileceğini,
Otel odalarındaki gibi hijyen kurallarının uygulanacağı,
Kullanılan yemek ve servis takımlarının tek kullanımlık olacağını,

Biz turizmciler ne krizler yaşadık son 30 yılı düşünecek olursak büyük bir deprem, terör örgütü liderinin yakalanması ile artan terör, ekonomik krizler, darbeler, kalkışma, Körfez krizi, Suriye savaşı, Rusya krizi, Arap baharı, siyasi ve ekonomik krizler hiç şüphesiz turizmimizi etkiledi. Sonuçta hepsi geçti ve sektör hep ayakta kaldı. Üstelik geçmişte yaşanan krizler sadece bizi ya da içinde bulunduğumuz coğrafyayı etkileyen krizlerdi. Bu krizden biz çok etkilenirken, rakiplerimiz güçlenerek bizimle rekabet etmesine rağmen kısa sürede kriz yönetimini iyi bildiğimizden toparlanmayı başarıyorduk. Her defasında bitti deniyor ama biz güçlenerek yeniden başlıyorduk. Oysa şimdi yaşanan dünya krizi. Dolayısıyla normalleşme başladığında toparlanma için dezavantajlı bir konumda olmayacağımızı düşünüyorum.

Evet dünyamız zor bir süreçten geçiyor; biz avantajlarımız ve iyi bir pazarlama kampanyası ile bu krizi fırsata çevirebiliriz.

Örgütsel davranış ve yönetim konusunda uzmanlaşmış bir İrlandalı yazar ve filozof olan Charles Hendy, “Geleceğe geçmişin devamı olarak bakamazsınız; çünkü, gelecek farklı olacak ve gelecekle başa çıkabilmek için, geçmişle başa çıkma yönteminizi unutmak zorundasınız '' diyerek aslında yaşadığımız sürece dair bize yol göstermektedir.

 Ömür KAHRAMAN - İTALYA

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ipekyoluhaber.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
( (