( (

Davutoğlu: Kültür Sanat Siyasetin Arka Bahçesi Olmamalı

Gündem (Medyaradikal) - medyaradikal.com | 22.01.2021 - 10:47, Güncelleme: 21.03.2023 - 03:23
 

Davutoğlu: Kültür Sanat Siyasetin Arka Bahçesi Olmamalı

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, kültür ve sanatın siyasetin arka bahçesi olmaması gerektiğini belirterek, “Kültür ve sanat hayatını kendi arka bahçesi kılan siyaset intihar etmiş demektir” dedi.
Davutoğlu, müzik, sinema ve tiyatro dünyası meslek birlikleri temsilcileriyle buluştu. Gelecek Partisi olarak kültür ve sanat alanının, bir toplumun gelişmesindeki en önemli gösterge olduğuna inandıklarını kaydeden Davutoğlu, “Birçok siyasi lider unutulur ama özgün katkılarıyla sanata etki etmiş isimler hep hatırlanır. Sanatın temeli özgürlüktür. Özgür bir zihin ortamının olmadığı yerde, siyasi iktidarların daralttığı yerlerde kalıcı eserlerin ortaya çıkması da çok zordur” ifadelerini kullandı. Kültür ve sanat alanında pandeminin de artan etkisiyle büyük bir yıkım yaşandığını gördüklerini ifade eden Gelecek Partisi lideri, “Kalıcı bir kültür sanat politikası için olmazsa olmaz şartlar nelerdir bunları sizlerden dinlemek istiyoruz” dedi ve temsilcilerin konuşmalarını dinledi. "KAYGILARINIZI ANLIYORUM" Katılımcılarının açıklamalarının ardından, “Pandemi herkesi mağdur etti ama en çok mağdur olanlar kültür sanat camiası oldu. 200 sanatçının intiharı bu sektöre ilginin ne kadar hayati olduğunu hepimize gösterdi” diyen Davutoğlu şunları kaydetti: Acil ihtiyacı olan kesimlere, parasal genişlemeyle oluşan kaynakların kredi değil de hibe şeklinde verilmesini öngörüyoruz. Doğrudan hibe. Birçok açıklamamızda bundan bahsettik. Kültür sanat sektörümüz için de bunu hep vurguladık. Ama maalesef destekler çok geç açıklandı, tiyatrocular altı ay sonra, müzisyenler dokuz ay sonra. Zaten birçoğu işini kaybetmişti. Kredi olanağı sunuldu, hibe değil. Destek almak için SGK borcu olmama gibi şartlar sunuldu. Altı ayda SGK borcu olmayan kalmadı ama. Müzik Susmasın desteği dediler, 30 milyon verilecek dediler, sonra 29 bin müzisyene 3. 000 destek vereceğiz dediler, matematiği çelişti. Sinema salonunda eğlence vergisi düşürüldü, kapalı yerlere düşürsek ne olur. Kültür sanat alanını bir ticaret alanı olarak görmekten kaynaklanan kredilendirme, borç öteleme işlemleri bir ihtiyaca hitap etmedi. Biz doğrudan desteklerin kalıcı bir hibe olarak verilmesi taraftarıyız. Ben bir akademisyenim, kültür alanından geliyorum, Siyasi alana ülkenin şartları gereği girdik ve bu ülke bize Başbakanlık, Bakanlık gibi makamlara getirdi. Bu ülkeye hepimizin borcu var. Bu bağlamda kültür ve sanatta da geçmiş dönemde içeriden yaşamış biri olarak ortaya koyduğunuz kaygıları anlıyor ve destekliyorum. Başbakanlığı döneminde kalıcı bir kültür stratejisin hayata geçirmeye kararlı olduğunu ancak bunu gerçekleştiremediğini ifade eden Davutoğlu, “Gelecek partisi olarak insan onurunun merkezinde olduğu bir kültür stratejisine öncelik vermek ilk hedefimiz” dedi. Davutoğlu şöyle devam etti: Her şeyden önce zihniyetle ilgili problemimiz var, birçok arkadaşımızın dile getirdiğinden çıkardığım sonuç bu. Kültür ve sanat belli kabiliyette olanların yaptığı özel bir alan görüşüne ben pek katılmıyorum. Elbette bir yatkınlık ve his yansımasıdır ama her şeyden önce bir zihniyet formasyonudur ve toplumun tümünde yoksa tek bir gül ağacının o çölleşmiş ortamda yetişmesi mümkün değildir. Toplumun sanattan haz alma niteliğini yükseltmemiz gerekiyor ki bu bir eğitim meselesidir de aynı zamanda. Ayrıca, zihniyet meselesine dahil bir konu daha var. Hepimiz milli sanatın önemini kavrıyoruz, burada da vurgulandı, son dönemde millilik ve yerlilik o kadar vülgarize edilmiş bir şekilde ki bu kavramların içi boşaltıldı. İnsan onuruna nüfuz edemeyen hiçbir hareket gelişemez, evrensel nitelik kazanamaz. Milli olmayan evrensel olamaz ama insan ruhuna hitap edecek şekilde olmayan da evrensel olamaz. İnsana hitap etmeyen millete de hitap edemez. Kültür ve sanatta bütün bir insanlığa hitap etmeliyiz. İnsanlığa açık olmayan millilik olmaz. Son dönemde Türkiye’yi kendi içine kapatmak isteyen ve bütün evrenle bağını koparan anlayışın millilik olduğunu düşünmüyorum. "TÜRKİYE'DE EKMEK VE SU KADAR İHTİYACIMIZ OLAN ŞEY ÖZGÜRLÜKTÜR" “Zihniyeti besleyecek olan şey toplumsal iklimdir” görüşüne yer veren Davutoğlu, “Onun da özü özgürlüktür. Maalesef son dönemde kültür ve sanat sağ-sol olarak ayrılmış durumda. Bizim gençliğimizde de böyle bir dönem vardı. Bu kategorileri artık bitirmiş, geride bırakmış olmamız lazım. Şu anda Türkiye’de ekmek ve su kadar ihtiyacımız olan şey özgürlüktür, düşünce, fikir, sanat, kültür özgürlüğüdür” dedi. Gelecek Partisi lideri şöyle devam etti: Bir konuşmacımız ‘bizim hayat alanımız sahne’ dedi, sahne bir iklimdir. Tarih sahnesi de bir iklimdir, bir milletin oraya çıkması için özgürlüğünü hmesi lazımdır. Ayrılıklara son vermek gerekiyor. Hukuki teminat bütün özgürlüklerin referans noktasıdır. Burada vurgulanan hususlar tam da çerçevesini çizdiğimiz bu hukuki teminat alanını kapsıyor.   Telif hakkı bir ekonomik hak meselesi değil, insan hakkıdır. Telif haklarını teminat altına alacak düzenlemeler yapılmalı. Karşılaştırmalı rakamlar ürkütücü. Anayasal teminat olsa bile uygulama kanunları olmaması üzücü. Kültür sektöründe her alan için yasa şart. Ekonomide nasıl kalkınması önemli yerler vardır, bizim de kültür sanat sektöründeki bu alanları tespit etmemiz lazım. İnsanlığa ve dünyaya açık bir kültür alanı olmamız lazım. Kim desteleyecek? Burada merkezi yönetim ve yerel yönetim konuşuldu ama iş dünyası da önemli bir parçası bunun. Batı bunu başardı, kendi kültür burjuvazisini üretti.  Kültür hayatını derinleştirmeden ekonomik alanını geliştirirseniz ortaya bugünkü betona dayalı şehirler çıkar. Bu bir tür barbarlıktır. Ekonomik kalkınma ve kültürel derinlik arasında bir bağ kurmak lazım. "KÜLTÜR SANAT SİYASETİN ARKA BAHÇESİ OLMAMALI" Davutoğlu, “Kültür sanat siyasetin arka bahçesi olmamalı. Kültür ve sanat hayatını kendi arka bahçesi kılan siyaset intihar etmiş demektir. Çünkü kendisi de o kültür sanatta beslenemez. Kültür sanat hayatı çölleşir” ifadelerini kullandı. SEMA SİLKİN ÜN: PANDEMİ BOYUNCA YETKİLİLERİ SANATA DESTEK VERMEYE DAVET ETTİK   Toplantıyı organize eden ve moderatörlüğünü yürüten Gelecek Partisi Kültür Sanat Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Sema Silkin Ün de parti olarak pandemi boyunca yetkilileri kültür sanat dünyasına destek vermeye çağırdıklarını hatırlatarak “Yurt dışında milyar dolarlar konuşulurken bizler ne yazık ki rutin destekleri konuşmak zorunda kaldık. Bugün sizlerle toplanma amacımız yarın göreve geldiğimizde neler yapmam gerektiğini bugün sizlerle yaptığımız istişarelerle belirlemektir. Salgın boyunca gördük ki bugünkü iktidarın elinde bu anlamda bir data yok. Gelecek Partisi olarak bu sebeple bu muhataplıkları şimdiden doğru tespit etmek istiyoruz” dedi.  
Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, kültür ve sanatın siyasetin arka bahçesi olmaması gerektiğini belirterek, “Kültür ve sanat hayatını kendi arka bahçesi kılan siyaset intihar etmiş demektir” dedi.

Davutoğlu, müzik, sinema ve tiyatro dünyası meslek birlikleri temsilcileriyle buluştu.

Gelecek Partisi olarak kültür ve sanat alanının, bir toplumun gelişmesindeki en önemli gösterge olduğuna inandıklarını kaydeden Davutoğlu, “Birçok siyasi lider unutulur ama özgün katkılarıyla sanata etki etmiş isimler hep hatırlanır. Sanatın temeli özgürlüktür. Özgür bir zihin ortamının olmadığı yerde, siyasi iktidarların daralttığı yerlerde kalıcı eserlerin ortaya çıkması da çok zordur” ifadelerini kullandı.

Kültür ve sanat alanında pandeminin de artan etkisiyle büyük bir yıkım yaşandığını gördüklerini ifade eden Gelecek Partisi lideri, “Kalıcı bir kültür sanat politikası için olmazsa olmaz şartlar nelerdir bunları sizlerden dinlemek istiyoruz” dedi ve temsilcilerin konuşmalarını dinledi.

"KAYGILARINIZI ANLIYORUM"

Katılımcılarının açıklamalarının ardından, “Pandemi herkesi mağdur etti ama en çok mağdur olanlar kültür sanat camiası oldu. 200 sanatçının intiharı bu sektöre ilginin ne kadar hayati olduğunu hepimize gösterdi” diyen Davutoğlu şunları kaydetti:

Acil ihtiyacı olan kesimlere, parasal genişlemeyle oluşan kaynakların kredi değil de hibe şeklinde verilmesini öngörüyoruz. Doğrudan hibe. Birçok açıklamamızda bundan bahsettik. Kültür sanat sektörümüz için de bunu hep vurguladık. Ama maalesef destekler çok geç açıklandı, tiyatrocular altı ay sonra, müzisyenler dokuz ay sonra. Zaten birçoğu işini kaybetmişti. Kredi olanağı sunuldu, hibe değil. Destek almak için SGK borcu olmama gibi şartlar sunuldu.

Altı ayda SGK borcu olmayan kalmadı ama. Müzik Susmasın desteği dediler, 30 milyon verilecek dediler, sonra 29 bin müzisyene 3. 000 destek vereceğiz dediler, matematiği çelişti. Sinema salonunda eğlence vergisi düşürüldü, kapalı yerlere düşürsek ne olur. Kültür sanat alanını bir ticaret alanı olarak görmekten kaynaklanan kredilendirme, borç öteleme işlemleri bir ihtiyaca hitap etmedi. Biz doğrudan desteklerin kalıcı bir hibe olarak verilmesi taraftarıyız.

Ben bir akademisyenim, kültür alanından geliyorum, Siyasi alana ülkenin şartları gereği girdik ve bu ülke bize Başbakanlık, Bakanlık gibi makamlara getirdi. Bu ülkeye hepimizin borcu var. Bu bağlamda kültür ve sanatta da geçmiş dönemde içeriden yaşamış biri olarak ortaya koyduğunuz kaygıları anlıyor ve destekliyorum.

Başbakanlığı döneminde kalıcı bir kültür stratejisin hayata geçirmeye kararlı olduğunu ancak bunu gerçekleştiremediğini ifade eden Davutoğlu, “Gelecek partisi olarak insan onurunun merkezinde olduğu bir kültür stratejisine öncelik vermek ilk hedefimiz” dedi.

Davutoğlu şöyle devam etti:

Her şeyden önce zihniyetle ilgili problemimiz var, birçok arkadaşımızın dile getirdiğinden çıkardığım sonuç bu. Kültür ve sanat belli kabiliyette olanların yaptığı özel bir alan görüşüne ben pek katılmıyorum. Elbette bir yatkınlık ve his yansımasıdır ama her şeyden önce bir zihniyet formasyonudur ve toplumun tümünde yoksa tek bir gül ağacının o çölleşmiş ortamda yetişmesi mümkün değildir.

Toplumun sanattan haz alma niteliğini yükseltmemiz gerekiyor ki bu bir eğitim meselesidir de aynı zamanda. Ayrıca, zihniyet meselesine dahil bir konu daha var. Hepimiz milli sanatın önemini kavrıyoruz, burada da vurgulandı, son dönemde millilik ve yerlilik o kadar vülgarize edilmiş bir şekilde ki bu kavramların içi boşaltıldı. İnsan onuruna nüfuz edemeyen hiçbir hareket gelişemez, evrensel nitelik kazanamaz.

Milli olmayan evrensel olamaz ama insan ruhuna hitap edecek şekilde olmayan da evrensel olamaz. İnsana hitap etmeyen millete de hitap edemez. Kültür ve sanatta bütün bir insanlığa hitap etmeliyiz. İnsanlığa açık olmayan millilik olmaz. Son dönemde Türkiye’yi kendi içine kapatmak isteyen ve bütün evrenle bağını koparan anlayışın millilik olduğunu düşünmüyorum.

"TÜRKİYE'DE EKMEK VE SU KADAR İHTİYACIMIZ OLAN ŞEY ÖZGÜRLÜKTÜR"

“Zihniyeti besleyecek olan şey toplumsal iklimdir” görüşüne yer veren Davutoğlu, “Onun da özü özgürlüktür. Maalesef son dönemde kültür ve sanat sağ-sol olarak ayrılmış durumda. Bizim gençliğimizde de böyle bir dönem vardı. Bu kategorileri artık bitirmiş, geride bırakmış olmamız lazım. Şu anda Türkiye’de ekmek ve su kadar ihtiyacımız olan şey özgürlüktür, düşünce, fikir, sanat, kültür özgürlüğüdür” dedi.

Gelecek Partisi lideri şöyle devam etti:

Bir konuşmacımız ‘bizim hayat alanımız sahne’ dedi, sahne bir iklimdir. Tarih sahnesi de bir iklimdir, bir milletin oraya çıkması için özgürlüğünü hmesi lazımdır. Ayrılıklara son vermek gerekiyor. Hukuki teminat bütün özgürlüklerin referans noktasıdır. Burada vurgulanan hususlar tam da çerçevesini çizdiğimiz bu hukuki teminat alanını kapsıyor.  

Telif hakkı bir ekonomik hak meselesi değil, insan hakkıdır. Telif haklarını teminat altına alacak düzenlemeler yapılmalı. Karşılaştırmalı rakamlar ürkütücü. Anayasal teminat olsa bile uygulama kanunları olmaması üzücü. Kültür sektöründe her alan için yasa şart.

Ekonomide nasıl kalkınması önemli yerler vardır, bizim de kültür sanat sektöründeki bu alanları tespit etmemiz lazım. İnsanlığa ve dünyaya açık bir kültür alanı olmamız lazım. Kim desteleyecek? Burada merkezi yönetim ve yerel yönetim konuşuldu ama iş dünyası da önemli bir parçası bunun.

Batı bunu başardı, kendi kültür burjuvazisini üretti.  Kültür hayatını derinleştirmeden ekonomik alanını geliştirirseniz ortaya bugünkü betona dayalı şehirler çıkar. Bu bir tür barbarlıktır. Ekonomik kalkınma ve kültürel derinlik arasında bir bağ kurmak lazım.

"KÜLTÜR SANAT SİYASETİN ARKA BAHÇESİ OLMAMALI"

Davutoğlu, “Kültür sanat siyasetin arka bahçesi olmamalı. Kültür ve sanat hayatını kendi arka bahçesi kılan siyaset intihar etmiş demektir. Çünkü kendisi de o kültür sanatta beslenemez. Kültür sanat hayatı çölleşir” ifadelerini kullandı.

SEMA SİLKİN ÜN: PANDEMİ BOYUNCA YETKİLİLERİ SANATA DESTEK VERMEYE DAVET ETTİK  

Toplantıyı organize eden ve moderatörlüğünü yürüten Gelecek Partisi Kültür Sanat Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Sema Silkin Ün de parti olarak pandemi boyunca yetkilileri kültür sanat dünyasına destek vermeye çağırdıklarını hatırlatarak “Yurt dışında milyar dolarlar konuşulurken bizler ne yazık ki rutin destekleri konuşmak zorunda kaldık. Bugün sizlerle toplanma amacımız yarın göreve geldiğimizde neler yapmam gerektiğini bugün sizlerle yaptığımız istişarelerle belirlemektir. Salgın boyunca gördük ki bugünkü iktidarın elinde bu anlamda bir data yok. Gelecek Partisi olarak bu sebeple bu muhataplıkları şimdiden doğru tespit etmek istiyoruz” dedi.  

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ipekyoluhaber.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
( (