( (

Davutoğlu: Eğer Uzaktan Eğitim Yapılacaksa, Her Öğrenciye Bir Tablet Verilir

Gündem (Medyaradikal) - medyaradikal.com | 16.09.2020 - 17:03, Güncelleme: 21.03.2023 - 03:23
 

Davutoğlu: Eğer Uzaktan Eğitim Yapılacaksa, Her Öğrenciye Bir Tablet Verilir

Kovid-19 nedeniyle dünyanın birçok yerinde olduğu gibi Türkiye'de de eğitimler online olarak sürdürülüyor. Dijital eğitimin uzun süre devam etmesi ise endişe verici. Mevcut durumda eğitimde eşitlik ilkesinin uygulanmasının mümkün olmadığını belirten Gelecek Partisi lideri Davutoğlu ise, 'Uzaktan eğitimi de yapıyorsanız devlet 'Eğer uzaktan eğitim yapılacaksa öğrencilerin envanterleri çıkarılır, o inşaat firmalarına para verilmez, şu anda basılmakta olan ve piyasaya sunulan paralar ek krediler için verilmez her öğrenciye bir tablet verilir' sözlerini kaydetti.
Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) pandemisi nedeniyle dünyanın birçok yerinde olduğu gibi Türkiye'de de eğitimler online olarak sürdürülüyor. Dijital eğitimin uzun süre devam etmesi ise endişe verici. Çünkü mevcut koşullardaki alt yapı hiçbir ülkede uzaktan eğitime yeterince hazır değil. Uzaktan eğitim, öğretmen, veli ya da öğrenci, herkesi farklı şekilde etkiliyor. Kimi çocuklar evlerinde televizyon olmadığı için eğitim göremiyor, kimisi ise bilgisayar ya da akıllı telefonun yokluğunda internet üzerindeki dersleri takip edemiyor.   İsmail Küçükkaya ile Çalar Saat programının konuğu olan Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, okulların açılması ve uzaktan eğitime dair önemli açıklamalarda bulundu.    'Her yerde birden eğitimi durdurmanın bir anlamı yok' diyen Davutoğlu, yapılması gerekenin bir risk haritası çıkarmak olduğunu ve risk haritasına göre birkaç kademede uygulanacak stratejinin belirlenmesi olduğunu kaydetti.   Davutoğlu'nun açıklamaları şöyle:  "Bakın mart-nisan ayında hazırladığımız korona stratejisinde üç sektör dışındaki bütün sektörlerdeki verimsiz yatırımlar durdurulsun, her türlü israfa dayalı harcamalar bitirilsin dedim. Bu üç sektör hangisiydi; sağlık, eğitim ve tarım. Çünkü böyle bir mücadele esnasında, İstiklal Savaşı sürerken bile okullar kapatılmamıştır. Ülkeler savaşırken gelecek nesilleri düşünmek adına okulları kapatmaz. Okullarda gerekli tedbirleri alır. Eğitimi durdurmaz. Ne yapılmalı? Buradaki temel hata 1 ay önce, daha okullar 21 Eylül'de açılacak, 31 Ağustos'ta açılacak demeden önce yayınladığımız açıklamalar var. Dedik ki Türkiye'yi standart düşünmeyin. Ankara'da bir politika belirleyip her yere aynısını uygulamayın. Korona zaten yaygınlığı sebebiyle risk altında olan şehirler var, çok az görülen yerler var. Hiç görülmeyen köyle kasabalar var. Her yerde birden eğitimi durdurmanın bir anlamı yok. Yapmanız gereken şu; bir risk haritası çıkarın ve risk haritasına göre birkaç kademede uygulanacak strateji belirleyin.   Bazı yerlerde doğrudan eğitm yapın eğer korona hiç yoksa, bazı yerlerde kısmi doğrudan eğitim yapın, salgın kontrol altında ama her an risk oluşturacaksa. Kastettiğimiz şu, sınıfları ayarlayın, sosyal mesafeye dikkat edecek şekilde ayarlayın ama eğitimi sürdürün. Rsk altında olan şehirlerde de Ankara, Konya, Kayseri gibi o zaman da o şehirlerin kendi içinde ayrımlarını yapın. Risk görülen yerlerde uzaktan eğitimi yapın.   'HERKES BAŞININ ÇARESİNE BAKSIN' DENEMEZ Uzaktan eğitimi de yapıyorsanız da devlet 'Uzaktan eğitim yapıyorum, herkes başının çaresine baksın' diyemez. Fakir bir aileyi düşünün 3 çocuğu okulda ise ona 3 tane ayrı bilgisayar vermedikçe, 3 ayrı odada eğitim almadıkça o evde eğitim yapılamaz. Şimdi tabi bu kararı alanların evlerinde her çocuğun bilgisayarı olduğu için zannediyorlar ki Türkiye'de herkesin bilgisayarı var. Türkiye'de demokratik hayatın en önemli ilkesi eğitimde eşitlik ilkesidir. Şimdi okullar kapatılmışsa, bir ailede her çocuğa bir bilgisayar var ve eğiimi iyi alıyorsa ama öbür ailede bir çocuğa bile bilgisayar yoksa veya internet bağlantısı yoksa burada eğitimde adalet ilkesi uygulanmış olur mu?    'İNŞAAT FİRMALARINA PARA VERİLMEZ, HER ÖĞRENCİYE BİR TABLET VERİLİR' Devletin sorumluluğu şudur: Eğer uzaktan eğitim yapılacaksa öğrencilerin envanterleri çıkarılır, o inşaat firmalarına para verilmez, şu anda basılmakta olan ve piyasaya sunulan paralar ek krediler için verilmez her öğrenciye bir tablet verilir, fakir ailelere internet bağlantısı sağlanır, zengin ailelere de kendi şartları içerisinde imkan sağlanır ama devlet eğer 'evde kal' diyorsa işsize işsizlik fonundan para ödemesi lazım, 'evde kal' diyorsa esnafın kirasını ödemesi lazım. Şimdi 'eğitimde evde kal, ben uzaktan eğitim yapıyorum' diyorsa Milli Eğitim Bakanı bunun gereği interneti bedava vermektir ve fakir ailelere tablet desteği sağlamaktır. Ama bugünkü şartlarda asgari ücretle evine ekmek götüremeyen birisinin çocuğuna bilgisayar alma gibi bir imkanı var mı? Uzaktan eğitim yapın demek kolay."
Kovid-19 nedeniyle dünyanın birçok yerinde olduğu gibi Türkiye'de de eğitimler online olarak sürdürülüyor. Dijital eğitimin uzun süre devam etmesi ise endişe verici. Mevcut durumda eğitimde eşitlik ilkesinin uygulanmasının mümkün olmadığını belirten Gelecek Partisi lideri Davutoğlu ise, 'Uzaktan eğitimi de yapıyorsanız devlet 'Eğer uzaktan eğitim yapılacaksa öğrencilerin envanterleri çıkarılır, o inşaat firmalarına para verilmez, şu anda basılmakta olan ve piyasaya sunulan paralar ek krediler için verilmez her öğrenciye bir tablet verilir' sözlerini kaydetti.

Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) pandemisi nedeniyle dünyanın birçok yerinde olduğu gibi Türkiye'de de eğitimler online olarak sürdürülüyor. Dijital eğitimin uzun süre devam etmesi ise endişe verici. Çünkü mevcut koşullardaki alt yapı hiçbir ülkede uzaktan eğitime yeterince hazır değil. Uzaktan eğitim, öğretmen, veli ya da öğrenci, herkesi farklı şekilde etkiliyor. Kimi çocuklar evlerinde televizyon olmadığı için eğitim göremiyor, kimisi ise bilgisayar ya da akıllı telefonun yokluğunda internet üzerindeki dersleri takip edemiyor.

 

İsmail Küçükkaya ile Çalar Saat programının konuğu olan Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, okulların açılması ve uzaktan eğitime dair önemli açıklamalarda bulundu. 

 

'Her yerde birden eğitimi durdurmanın bir anlamı yok' diyen Davutoğlu, yapılması gerekenin bir risk haritası çıkarmak olduğunu ve risk haritasına göre birkaç kademede uygulanacak stratejinin belirlenmesi olduğunu kaydetti.

 

Davutoğlu'nun açıklamaları şöyle: 

"Bakın mart-nisan ayında hazırladığımız korona stratejisinde üç sektör dışındaki bütün sektörlerdeki verimsiz yatırımlar durdurulsun, her türlü israfa dayalı harcamalar bitirilsin dedim. Bu üç sektör hangisiydi; sağlık, eğitim ve tarım. Çünkü böyle bir mücadele esnasında, İstiklal Savaşı sürerken bile okullar kapatılmamıştır. Ülkeler savaşırken gelecek nesilleri düşünmek adına okulları kapatmaz. Okullarda gerekli tedbirleri alır. Eğitimi durdurmaz. Ne yapılmalı?

Buradaki temel hata 1 ay önce, daha okullar 21 Eylül'de açılacak, 31 Ağustos'ta açılacak demeden önce yayınladığımız açıklamalar var. Dedik ki Türkiye'yi standart düşünmeyin. Ankara'da bir politika belirleyip her yere aynısını uygulamayın. Korona zaten yaygınlığı sebebiyle risk altında olan şehirler var, çok az görülen yerler var. Hiç görülmeyen köyle kasabalar var. Her yerde birden eğitimi durdurmanın bir anlamı yok. Yapmanız gereken şu; bir risk haritası çıkarın ve risk haritasına göre birkaç kademede uygulanacak strateji belirleyin.

 

Bazı yerlerde doğrudan eğitm yapın eğer korona hiç yoksa, bazı yerlerde kısmi doğrudan eğitim yapın, salgın kontrol altında ama her an risk oluşturacaksa. Kastettiğimiz şu, sınıfları ayarlayın, sosyal mesafeye dikkat edecek şekilde ayarlayın ama eğitimi sürdürün. Rsk altında olan şehirlerde de Ankara, Konya, Kayseri gibi o zaman da o şehirlerin kendi içinde ayrımlarını yapın. Risk görülen yerlerde uzaktan eğitimi yapın.

 

'HERKES BAŞININ ÇARESİNE BAKSIN' DENEMEZ

Uzaktan eğitimi de yapıyorsanız da devlet 'Uzaktan eğitim yapıyorum, herkes başının çaresine baksın' diyemez. Fakir bir aileyi düşünün 3 çocuğu okulda ise ona 3 tane ayrı bilgisayar vermedikçe, 3 ayrı odada eğitim almadıkça o evde eğitim yapılamaz. Şimdi tabi bu kararı alanların evlerinde her çocuğun bilgisayarı olduğu için zannediyorlar ki Türkiye'de herkesin bilgisayarı var. Türkiye'de demokratik hayatın en önemli ilkesi eğitimde eşitlik ilkesidir. Şimdi okullar kapatılmışsa, bir ailede her çocuğa bir bilgisayar var ve eğiimi iyi alıyorsa ama öbür ailede bir çocuğa bile bilgisayar yoksa veya internet bağlantısı yoksa burada eğitimde adalet ilkesi uygulanmış olur mu? 

 

'İNŞAAT FİRMALARINA PARA VERİLMEZ, HER ÖĞRENCİYE BİR TABLET VERİLİR'

Devletin sorumluluğu şudur: Eğer uzaktan eğitim yapılacaksa öğrencilerin envanterleri çıkarılır, o inşaat firmalarına para verilmez, şu anda basılmakta olan ve piyasaya sunulan paralar ek krediler için verilmez her öğrenciye bir tablet verilir, fakir ailelere internet bağlantısı sağlanır, zengin ailelere de kendi şartları içerisinde imkan sağlanır ama devlet eğer 'evde kal' diyorsa işsize işsizlik fonundan para ödemesi lazım, 'evde kal' diyorsa esnafın kirasını ödemesi lazım. Şimdi 'eğitimde evde kal, ben uzaktan eğitim yapıyorum' diyorsa Milli Eğitim Bakanı bunun gereği interneti bedava vermektir ve fakir ailelere tablet desteği sağlamaktır. Ama bugünkü şartlarda asgari ücretle evine ekmek götüremeyen birisinin çocuğuna bilgisayar alma gibi bir imkanı var mı? Uzaktan eğitim yapın demek kolay."

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ipekyoluhaber.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
( (