( (

BağlantıAkşehir Gölü’nün Su Seviyesinin Düşmesinde Daha Önceki Depremlerin Etkisi Yok

Bölge 10.11.2021 - 14:14, Güncelleme: 21.03.2023 - 03:23
 

BağlantıAkşehir Gölü’nün Su Seviyesinin Düşmesinde Daha Önceki Depremlerin Etkisi Yok

Akşehir ve Eber Gölleri birliği toplantısı; Akşehir Belediyesi’nin ev sahipliğinde Akşehir Belediyesi Hıdırlık tesislerinde yapıldı. Toplantıda Konya Teknik Üniversitesi öğretim üyelerinden Prof. Dr. Yaşar Eren ve Prof. Dr. M. Tahir Nalbantçılar tarafından hazırlanan rapor birlik üyelerine ve basın mensuplarına sunuldu.
Akşehir Eber Gölleri Çevre Koruma Birliği Başkanı ve Akşehir Belediye Başkanı Dr. Salih Akkaya; toplantıda yaptığı konuşmada "Konya Teknik Üniversitesi ile yapılan protokol kapsamında, kirlilik ve su rezervlerine ilişkin çalışmalar yapıldı. Kirlilik konusunda Çevre, Şehircilik ve İklimlendirme Bakanlığı’nın desteğiyle yapılan arıtma tesisleri çözüm olmuştu. Ancak su rezervlerimizde, kuraklık nedeniyle yaşadığımız sorun devam ediyor. Göllerimizde su seviyesinin azalmasında, son zamanlarda yaşanan depremlerin etkisi olup olmadığı yönünde yaz ayları boyunca yapılan çalışmanın sonuç raporunun bugün bu toplantıda sunumu yapılacak" dedi. Prof. Dr. M. Tahir Nalbantçılar; raporun, sular iklim durumu ve yarıklar, gölün jeolojik durumu, depremle ilişkisi, meydana gelmiş yarık ve çatlaklar şeklinde 2 bölümde hazırlandığını aktardı. Yüzey kırıklarının belirlenmesi projesi ile su seviyesi düşümü ve su kaybının faylarla ilişkisi olup olmadığı ve değilse de nedenlerinin belirlenmesini amaçladığını belirten Nalbantçılar; çalışmalarının belediyelerden alınan bilgiler, yöre halkının aktardıkları ve sahada yaptıkları gözlemlere dayandığını vurguladı. Drone çekimlerinden de yararlanılan çalışma sonucunda; Eber Gölü’nde bir miktar su bulunduğunu ancak Akşehir Gölü’nün tamamen kuruyarak çorak araziye dönüştüğünü tespit ettiklerini belirten Prof. Dr. Nalbantçılar; su seviyesinin azalma nedenlerini azalan yağış, kuraklık, sıcaklık ve geniş yüzey alanında fazlasıyla etkili olan buharlaşma şeklinde sıraladı. İki ayrı bölgede DSİ tarafından takip edilen bin 288 ve 123 olmak üzere toplam bin 411 kuyunun yanı sıra belgeli olarak açılmış 2 bin 774 kuyudan alınan suyun tarımda kullanılmasının sonuçlarına da değinen Prof. Dr. M. Tahir Nalbantçılar, rasat kuyularındaki ölçümlere göre yer altı sularında 10-15 metreye varan düşüşler yaşandığını aktardı. Göller çevresinin jeolojisi üzerine sunum yapan Prof. Dr. Yaşar Eren’de günümüze kadar yaşanan 4 ve üzeri büyüklükteki depremlerin, Akşehir ve Eber arasındaki bölgede yoğunlaştığına dikkat çekti. Akşehir Gölü tabanında, su seviyesinin düşmesine neden olacak yarık, kırık ve boşluk olmadığını söyleyen Eren; Eber Gölü’nde ise yüzey faylanmaları, kırıklar ve küçük ölçekli obruklar tespit edildiğini belirtti. Raporun en fazla dikkat çeken sonuç bölümünde yer verilen bilgiler ve akademisyenler tarafından yapılan uyarılara göre; yapılan arazi incelemeleri sonucunda Akşehir ve Eber Gölleri’nin su seviyesinin değişmesi ve düşmesinde; kırıkların ve şimdiye kadar oluşan depremlerin önemli bir rol oynamadığı görülmüştür. Ancak küresel ısınma ve aşırı tarımsal su kullanımı nedeniyle yörede yeraltı suyu seviyesinin düşmesine bağlı olarak göllerin çevresinde önemli uzunluklarda ve çok sayıda yüzey kırık ve faylanmaları oluşmuştur. Yeraltı suyu seviyesinin daha da düşmesi ile oluşabilecek yüzey kırıklarının göl havzaları içerisinde gelişmesi bu havzaların tabanındaki geçirimsiz seviyelerin yarılarak, a- Gelecek yıllarda yüzeyde su birikimini engelleyebilecek, b- Yüzeye yakın seviyelerde geçirimsiz seviyeler arasında hapsedilmiş suların daha aşağılara taşınmasına yol açabilecek, tehlikeleri barındırmaktadır’ denildi. Rapora göre; hiç olmazsa belli bir alanda bile olsa göllerin varlığını korumak için; 1. Yeraltısuyu seviyesinin daha da düşmesini engelleyecek önlemlerin bir an önce alınması, 2. Gölü geçmişte besleyen dere ve çaylardan doğrudan gölleri besleyecek su sağlanması, 3. Azalan yağış ve artan sıcaklık etkisini azaltacak önlemlerin geliştirilmesi, 4. Mevcut suyun büyük bir bölümü tarımsal sulamada kullanıldığı için bu alanda her türlü modern teknik kullanılarak suda tasarrufun sağlanması, 5. Bölgede yeraltısuyu kullanımına ihtiyaç duymayacak tarımsal ürünlerin yetiştirilmesi ve teşvik edilmesi, 6. Kullanılan bütün suların arıtılarak geri dönüşümün büyük bir oranda sağlanması 7 . Göl alanları içerisinde açılmış çeşitli amaçlı kuyulardan güneş panelleri ile daimi yeraltısuyu çekiminin önlenmesi, 8.Yerleşim yerlerinde kullanılan suların da tasarruflu kullanılması için gerekli önlemler alınması ve halkın bu konularda daha da bilinçlendirilmesi, 9. Mümkünse göllerde buharlaşmayı azaltacak tedbirlerin alınması, 10. Her iki gölün kuzey ve doğu kesimleri ağaç ve bitki örtüsü açısından oldukça fakirdir. Bu kesimlerin susuzluğa karşı dayanıklı ağaç türleri tarafından zenginleştirilmesi gerekmektedir. 11. Belirli bir derinlikten itibaren göl tabanında su bulunduğu için gerekirse bölümlendirme yapılarak Özellikle Akşehir Gölü’nün güneybatı kesiminden itibaren yavaş yavaş canlandırılması ve geliştirilmesi sağlanmalıdır ifadeleri kullanıldı. Rapor sunumunun ardından toplantıda diğer gündem maddeleri görüşülerek Afyonkarahisar Çay ilçesinin de birliğe üye olması kabul edildi. Akşehir’deki toplantıya; Akşehir Belediye Başkanı Dr. Salih Akkaya, Afyonkarahisar Sultandağı Belediye Başkanı Mehmet Aldırmaz, Dereçine Belediye Başkanı Ömer Yıldız, Yeşilçiftlik Belediye başkanı Mehmet Ali Sakal, Bolvadin Belediye Başkanı Fatih Kayacan ile Tuzlukçu ve Çay Belediye Başkan Vekilleri, Akşehir Belediye Başkan Yardımcısı Yahya Yıldız ve Meclis üyesi Zekeriya Kanat katıldı.
Akşehir ve Eber Gölleri birliği toplantısı; Akşehir Belediyesi’nin ev sahipliğinde Akşehir Belediyesi Hıdırlık tesislerinde yapıldı. Toplantıda Konya Teknik Üniversitesi öğretim üyelerinden Prof. Dr. Yaşar Eren ve Prof. Dr. M. Tahir Nalbantçılar tarafından hazırlanan rapor birlik üyelerine ve basın mensuplarına sunuldu.

Akşehir Eber Gölleri Çevre Koruma Birliği Başkanı ve Akşehir Belediye Başkanı Dr. Salih Akkaya; toplantıda yaptığı konuşmada "Konya Teknik Üniversitesi ile yapılan protokol kapsamında, kirlilik ve su rezervlerine ilişkin çalışmalar yapıldı. Kirlilik konusunda Çevre, Şehircilik ve İklimlendirme Bakanlığı’nın desteğiyle yapılan arıtma tesisleri çözüm olmuştu. Ancak su rezervlerimizde, kuraklık nedeniyle yaşadığımız sorun devam ediyor. Göllerimizde su seviyesinin azalmasında, son zamanlarda yaşanan depremlerin etkisi olup olmadığı yönünde yaz ayları boyunca yapılan çalışmanın sonuç raporunun bugün bu toplantıda sunumu yapılacak" dedi.

Prof. Dr. M. Tahir Nalbantçılar; raporun, sular iklim durumu ve yarıklar, gölün jeolojik durumu, depremle ilişkisi, meydana gelmiş yarık ve çatlaklar şeklinde 2 bölümde hazırlandığını aktardı.

Yüzey kırıklarının belirlenmesi projesi ile su seviyesi düşümü ve su kaybının faylarla ilişkisi olup olmadığı ve değilse de nedenlerinin belirlenmesini amaçladığını belirten Nalbantçılar; çalışmalarının belediyelerden alınan bilgiler, yöre halkının aktardıkları ve sahada yaptıkları gözlemlere dayandığını vurguladı.

Drone çekimlerinden de yararlanılan çalışma sonucunda; Eber Gölü’nde bir miktar su bulunduğunu ancak Akşehir Gölü’nün tamamen kuruyarak çorak araziye dönüştüğünü tespit ettiklerini belirten Prof. Dr. Nalbantçılar; su seviyesinin azalma nedenlerini azalan yağış, kuraklık, sıcaklık ve geniş yüzey alanında fazlasıyla etkili olan buharlaşma şeklinde sıraladı.

İki ayrı bölgede DSİ tarafından takip edilen bin 288 ve 123 olmak üzere toplam bin 411 kuyunun yanı sıra belgeli olarak açılmış 2 bin 774 kuyudan alınan suyun tarımda kullanılmasının sonuçlarına da değinen Prof. Dr. M. Tahir Nalbantçılar, rasat kuyularındaki ölçümlere göre yer altı sularında 10-15 metreye varan düşüşler yaşandığını aktardı.

Göller çevresinin jeolojisi üzerine sunum yapan Prof. Dr. Yaşar Eren’de günümüze kadar yaşanan 4 ve üzeri büyüklükteki depremlerin, Akşehir ve Eber arasındaki bölgede yoğunlaştığına dikkat çekti. Akşehir Gölü tabanında, su seviyesinin düşmesine neden olacak yarık, kırık ve boşluk olmadığını söyleyen Eren; Eber Gölü’nde ise yüzey faylanmaları, kırıklar ve küçük ölçekli obruklar tespit edildiğini belirtti.

Raporun en fazla dikkat çeken sonuç bölümünde yer verilen bilgiler ve akademisyenler tarafından yapılan uyarılara göre; yapılan arazi incelemeleri sonucunda Akşehir ve Eber Gölleri’nin su seviyesinin değişmesi ve düşmesinde; kırıkların ve şimdiye kadar oluşan depremlerin önemli bir rol oynamadığı görülmüştür. Ancak küresel ısınma ve aşırı tarımsal su kullanımı nedeniyle yörede yeraltı suyu seviyesinin düşmesine bağlı olarak göllerin çevresinde önemli uzunluklarda ve çok sayıda yüzey kırık ve faylanmaları oluşmuştur. Yeraltı suyu seviyesinin daha da düşmesi ile oluşabilecek yüzey kırıklarının göl havzaları içerisinde gelişmesi bu havzaların tabanındaki geçirimsiz seviyelerin yarılarak, a- Gelecek yıllarda yüzeyde su birikimini engelleyebilecek, b- Yüzeye yakın seviyelerde geçirimsiz seviyeler arasında hapsedilmiş suların daha aşağılara taşınmasına yol açabilecek, tehlikeleri barındırmaktadır’ denildi.

Rapora göre; hiç olmazsa belli bir alanda bile olsa göllerin varlığını korumak için;

1. Yeraltısuyu seviyesinin daha da düşmesini engelleyecek önlemlerin bir an önce alınması,

2. Gölü geçmişte besleyen dere ve çaylardan doğrudan gölleri besleyecek su sağlanması,

3. Azalan yağış ve artan sıcaklık etkisini azaltacak önlemlerin geliştirilmesi,

4. Mevcut suyun büyük bir bölümü tarımsal sulamada kullanıldığı için bu alanda her türlü modern teknik kullanılarak suda tasarrufun sağlanması,

5. Bölgede yeraltısuyu kullanımına ihtiyaç duymayacak tarımsal ürünlerin yetiştirilmesi ve teşvik edilmesi,

6. Kullanılan bütün suların arıtılarak geri dönüşümün büyük bir oranda sağlanması

7 . Göl alanları içerisinde açılmış çeşitli amaçlı kuyulardan güneş panelleri ile daimi yeraltısuyu çekiminin önlenmesi,

8.Yerleşim yerlerinde kullanılan suların da tasarruflu kullanılması için gerekli önlemler alınması ve halkın bu konularda daha da bilinçlendirilmesi,

9. Mümkünse göllerde buharlaşmayı azaltacak tedbirlerin alınması,

10. Her iki gölün kuzey ve doğu kesimleri ağaç ve bitki örtüsü açısından oldukça fakirdir. Bu kesimlerin susuzluğa karşı dayanıklı ağaç türleri tarafından zenginleştirilmesi gerekmektedir.

11. Belirli bir derinlikten itibaren göl tabanında su bulunduğu için gerekirse bölümlendirme yapılarak Özellikle Akşehir Gölü’nün güneybatı kesiminden itibaren yavaş yavaş canlandırılması ve geliştirilmesi sağlanmalıdır ifadeleri kullanıldı.

Rapor sunumunun ardından toplantıda diğer gündem maddeleri görüşülerek Afyonkarahisar Çay ilçesinin de birliğe üye olması kabul edildi.

Akşehir’deki toplantıya; Akşehir Belediye Başkanı Dr. Salih Akkaya, Afyonkarahisar Sultandağı Belediye Başkanı Mehmet Aldırmaz, Dereçine Belediye Başkanı Ömer Yıldız, Yeşilçiftlik Belediye başkanı Mehmet Ali Sakal, Bolvadin Belediye Başkanı Fatih Kayacan ile Tuzlukçu ve Çay Belediye Başkan Vekilleri, Akşehir Belediye Başkan Yardımcısı Yahya Yıldız ve Meclis üyesi Zekeriya Kanat katıldı.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ipekyoluhaber.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
( (